Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkârın

Haçlı ruhu hortladı. Vatikan, bir plan dahilinde Türkiye’ye karşı yeni haçlı seferi başlattı. Türkiye, uluslararası operasyonlarla karşı karşıyadır. Etnik ve mezhep eksenli savaşlar çıkarılmak isteniyor. Ortadoğu’da uygulanmaya çalışılan “mezhep savaşlar..

Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkârın

Haçlı ruhu hortladı. Vatikan, bir plan dahilinde Türkiye’ye karşı yeni haçlı seferi başlattı. Türkiye, uluslararası operasyonlarla karşı karşıyadır. Etnik ve mezhep eksenli savaşlar çıkarılmak isteniyor. Ortadoğu’da uygulanmaya çalışılan “mezhep savaşlar – etnik savaşlar”  Türkiye’nin sokaklarına PKK açılımı ile Dersim fitnesi, Ermeni fitnesi ile  taşınmaya çalışılıyor. Ortadoğu’da uygulanmaya çalışılan “mezhep savaşı” ateşi, Türkiye’nin sokaklarına taşınmaya çalışılıyor. Türkiye’ye karşı her türlü fitneyi besleyen emperyalist ABD  ve AB’nin küresel bir planı Ermeni soykırımı, fitnesine Vatikan da açıkça dahil olmuştur. “Dersim Edebiyatı” gibi Ermeni soykırımı da yalanlarla, dolanlarla, saptırmalarla doludur. Dersim fitnesinin, soykırım fitnesinin finansmanını ABD, AB ülkeleri, Soroz’un vakıfları ve Vatikan yapmaktadır. Katoliklerin ruhani lideri Arjantinli Papa Francesco San Pietro Bazilikası’nda yapılan “Ermeni şehitliğinin 100. yılı için kutsal ayin” adlı törenin açılışında Ermeni cemaatine seslendi.  1915 olaylarının 100. yıldönümü sebebiyle Vatikan’da düzenlediği ayinde, Papa Ermeni lobilerinin kendisine söylemesini istediği “20. yüzyılın ilk soykırımının Ermenilere yapıldığını”  yalanını açıkça söylemiştir.

Türk düşmanı Papa Francesco, Buenos Aires Başpiskoposu olduğu dönemde yazdığı kitapta, Türklerin Ermenilere karşı soykırım gerçekleştirdiğini belirtmişti.  Papa, yine Buenos Aires’te sözde soykırımın kurbanlarının anıldığı bir törende, ‘soykırımın, Osmanlı Türklerinin Ermenilere ve insanlığa karşı işlediği en ağır suç olduğunu’ söylemişti.

Papalık görevine gelmesinin ardından da Haziran 2013’te Vatikan’da Ermeni cemaati temsilcilerini kabulü sırasında yaptığı bir konuşmada, “20. yüzyılın ilk soykırımı, Ermenilere yapılmış olandır” demişti.

Eski Papa 2. Jean Paul de, Eylül 2001’de Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu 2. Karekin ile birlikte imzaladığı ortak deklarasyonda, “20. yüzyılda, büyük şiddet olayları iz bırakmıştır. Yüzyılın başındaki Ermeni soykırımı, ardından gelen dehşet verici olaylara öncülük etmiştir” demişti.

12 Nisan Pazar günü düzenlenen Ayine, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu 2. Karekin, Kilikya Katolikosu 1. Aram ve Dünya Ermeni Katolikleri Patriği 19. Nerses Bedros’un da aralarında bulunduğu üst düzey temsilciler ve Ermeni cemaati katılmıştır.

Ermenistan hükümeti Papa’dan 24 Nisan’da Erivan’da özel bir ayin düzenlemesini istemiştir. Türk Devleti başarılı diplomatik girişimleri sonucunda buna engel olmuştu. Ancak Papa’yı Erivan’a gitmeye ikna edemeyen Ermeni diasporasının ısrarları üzerine, Vatikan 12 Nisan formülünü bulmuştu.

ERMENİ DİASPORASI, ERMENİ LOBİLER VATİKAN’DAN ÇIKMIYOR

Yeniçeri:  Ermeni lobileri Vatikan üzerinde etkili olmuş diyebilir miyiz?

Hakkı Öznur: Vatikan’da Haçlı Seferi ruhu devam ediyor. Papa’nın Türkiye’yi bölme planlarında Vatikan da rol almaktadır. Daha önemlisi Papa, Avrupa’nın en yüksek yargı organı olan AİHM kararına meydan okuyor. Oysa o karar, Vatikan devleti için de bağlayıcıdır. AİHM kararında 1915 olaylarının Yahudi soykırımına benzemediğini belirtiyor ve soykırım tanımına girmediğini vurguluyor.

1856 Berlin Konferası’ndan bu yana emperyalistlerin, ‘Ermeni menfaatlerini”  korumak adıyla sürdürdüğü büyük oyuna Vatikan da tam destek vererek devam ettiriyor. Vatikan da, Türkiye’yi kıskaç altına almaya çalışıyor. Gerçek şudur: Ermeni soykırımı olmadığı gibi soykırım ya da öldürme amaçlı bir hareket de yoktur.

Tarih boyunca Ermeniler Rusya, İngiltere, Fransa ve Amerika’nın maşası olmuşlardır. Tarihte de Ermeni soykırımı yaşanmamıştır.  Emperyalizmin silahlandırdığı desteklediği Ermeni çeteleri 1860 – 1921 arasında 520.000 Müslüman Türk’ü şehit etmişlerdir.

Birinci Dünya savaşı döneminde Ermeni milliyetçiliği yapan Taşnak ve Hınçak vb. Ermeni örgütlerin hedefi Trabzon’dan Adana’ya ‘denizden denize’ uzanan ‘Büyük Ermenistan’ı kurmaktı.

Rusya, Fransa, İngiltere gibi emperyalist ülkelerin desteğiyle kurdukları Hınçak, Taşnak vb. terör örgütleri, halka, küçük askeri birliklere, jandarma karakollarına saldırılarda bulundular. Köylere kasabalara şehir merkezlerine kanlı baskınlar yaptılar. Tüyler ürperten katliamlar yaptılar. 518 bin insanımız Ermenilerin saldırılarında şehit düştü. Ermeni terör örgütleri Osmanlı padişahına, paşalarına, sadrazamlarına, suikastlar düzenledi. Şehit düşen Osmanlı paşaları var, bakanları, diplomatları, fikir ve siyaset adamları var.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da Avrupa’da ve ABD’de büyükelçilerimiz, konsoloslarımız, görevlilerimiz, Ermeni teröristlerce şehit edildi. 1973 – 1986 yılları arasında ermeni terör örgütleri tarafından şehit edilen diplomatlarımızın 8 tanesi büyükelçiydi.

KÜSTAH PAPA BİZİM TARİHİMİZDE SOYKIRIM YOKTUR

Bizim tarihimizde soykırım yoktur. Soykırım, atom bombası veya kimyasal silah kullanımı gibi insanlık suçları yoktur. O insanlık dışı suçlar, ABD’ye Avrupa’ya, Rusya’ya, terör rejimi İsrail’e aittir.

Soykırım arayan ikiyüzlü vahşi emperyalistler ve hempaları; Bosna’ya, Hocalı’ya, Cezayir’e, Libya’ya, Ruanda’ ya, Laponlara, Amerikan yerlilerine bakarlarsa, oralarda kendilerinin uyguladığı soykırımların kanlı izlerini tüm çıplaklığı ile görebilirler.

Papa önce Hristiyanlığın kanlı tarihine, geçmişine baksın. 1618 ile 1648 yılları arasında yapılan ve Avrupa devletlerinin çoğunun katıldığı, temelinde, bir Protestan – Katolik mücadelesi olan oluk oluk kan akmıştır.  30 Yıl Savaşı, Avrupa’nın gördüğü son büyük din savaşıdır. Avrupa’da 13 devletin karşı karşıya geldiği ve 30 yıl süren bu savaş, aslında Katolik ve Protestan savaşı olarak algılanmasına rağmen siyasi ve politik güçlerin çıkar savaşıyla birlikte daha da şiddetli bir hal almıştı.

Avrupa’da Katolik/Protestan mezhepleri arası ve 30 yıl süren  korkunç savaşları hatırlasın. Yüz binlerce insan sırf kendi mezheblerinden çıkıp karşı mezhebe girdiği veya karşı mezhebde kaldığı için, kitleler halinde yok edilmiş ve hattâ bedenlerine demir çatallar batırılan ‘zındık’lar kilise duvarlarının mazgal deliklerinden, aşağıda kilise duvarlarının dibinde yakılan ateşlerin alevleri üzerinde canlı canlı yakılmıştır. Savaşla beraber gelen kıtlık ve salgın hastalıklarda ise milyonlarca insan öldü.

11 EYLÜL 2001’DEN GÜNÜMÜZE 3,5 MİLYON MÜSLÜMAN ÖLDÜ.  VATİKAN VE PAPALIK NEREDEYDİ?

11 Eylül 2001 saldırıları bahane edilerek 7 Ekim 2001 yılında ABD öncülüğündeki Haçlı koalisyonu ile Afganistan’a açılan savaşta, bugüne kadar 3,6 milyon Müslüman katledildi. Dünyadan çıt çıkmadı.

ABD ve Koalisyon güçlerinin Afganistan işgali ve devam eden iç savaşın tam bilançosu bilinemiyor. İfade edilen rakam 700 bin ila 2 milyon arasında insanın ölümüne işaret etmektedir. Vatikan, Papa,  Charlielerin dünyası Afganistan’da ölenler için ayağa kalktı mı? Hayır. Çünkü ölenler Müslüman.

Küresel terör örgütü NATO hala Afganistan’da Amerikan uçakları, İngiliz uçakları, NATO uçakları Taliban diyerek, terörist diyerek sivil şehirleri vurdu, köyleri vurdu, on binlerce masum insanı katletti. Dünya ayağa kalkmadı.  Charlieler ve işbirlikçileri neredeydiler?

Ermeni soykırımı yalanını diline dolayan Papa Amerikan Başkanı George W. Bush’un net ifadesiyle, “Tenrı bana ‘git, Irak’ı özgürleştir’ dedi. Ben de gittim, özgürleştirdim..”  diyerek geldiği ve askerlerini aç kurtlar gibi, Irak ve Afganistan halklarının üzerine saldığını, 2003’ten bu yanan 2 milyon Iraklının ölümlerinden niye bahsetmiyor?

Afganistan’ın ardından aynı ABD ve İngiltere’nin içinde yer aldığı Haçlı koalisyonu 20 Mart 2003’te Irak’ı işgal etti. Son 12 senede Fransa’nın da desteği ile Irak’ta 1,5 milyon Müslüman katledildi.

Irak önce havadan sonra karadan bombalarla yerle bir edildi, sonra da paramparça edildi. Etnik ve mezhep çatışmaları devam ediyor. Irak bugün üçe bölünmüş durumda. Paramparça. Kan gövdeyi götürüyor. Vatikan’ın ve papalığın umurunda mı?

1992 – 1995 arasında 250.000 Bosnalı Müslüman dünyanın gözü önünde ve Avrupa’nın göbeğinde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştur. Tarihin gördüğü en büyük katliamlardan birini tüm dünyanın seyirci bakışları arasında Srebrenitsa’da yaptılar. 1995 yılının yaz ayında 2. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu soykırıma uğradılar. Sırplar topladıkları ve günlerce sistematik işkenceden geçirdikleri Bosnalı Müslümanları, evlatlarının kardeşlerinin gözleri önünde öldürdükten sonra, cesetlerini yine onlara gömdürdüler. Bosna Savaşı’nın bu en kanlı olayı “Srebrenitsa Katliamı” olarak adlandırılmıştı. Ermeni goygoycusu Papa ve Vatikan neredeydi?

Bosnalı, Kosovalı Müslümanlar Haçlı – faşist Sırp çeteleri tarafından tarihin en büyük katliamlarından birine uğrarken, Vatikan neredeydi? Papa neredeydi?

Birleşmiş Milletler gözetimindeki Srebrenitsa’da herkesin gözü önünde Sırplar, on binden fazla savunmasız sivil insanları evlerinden toplayıp topluca katlettiler. Bu manzara Avrupa’nın Müslümanlara yönelik gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyordu. Dört taraftan kuşatılmış Bosna halkı katliamlara uğrarken Birleşmiş Milletler, dıştan gelebilecek yardımların önüne geçmek için Bosna’yı ambargoya tabi tutmuştu. BM, AB, ABD, İsrail, Rusya vb ülkeler Sırp faşistlerine destek vermişti. Srebrenitsa yanarken Vatikan, Londra, Paris, Brüksel kendi havalarındaydı.

Faşist Rusya? Emperyalist Rusya Kafkaslar’da on yıllardır soykırım yapıyor. Vatikan nerede? Papa, Papalar nerede? Birinci Çeçen – Rus savaşında kayıpların 200 bin ila 400 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Çeçenistan’da katliam üstüne katliamlar yaptı, taş üstünde taş bırakmadı.

VATİKAN HER ZAMAN, İSLAM DÜŞMANI,  “SOYKIRIMCI”  EMPERYALİZMİN YANINDA YER ALMIŞTIR

Vatikan her zaman, İslam düşmanı haçlı faşistlerin, ateist, komünist rejimlerin yanında yer aldı.

Komünist Çin yönetimi Doğu Türkistan’da Müslümanlara İslam’ı yasaklayan kararlar aldı. Çin hapishaneleri Doğu Türkistan Türkleri ile dolu. 1949’dan günümüze Çin soydaşlarımıza jenosit uyguluyor. Milyonlarca Doğu Türkistan Türkü katledildi, toprakları işgal edildi. Her gün birçok Doğu Türkistan Türkü idam ediliyor, zindanlarda işkencelerle öldürülüyor. Vatikan’dan, Papalardan ses çıktı mı? Hayır!

1948’den beri Filistin topraklarını işgal eden, katliamlar yapan Siyonist terör rejimi 2014 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne karşı sivil, kadın ve çocuk ayrımı gözetmeksizin gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda 1483’ü sivil 2205 Filistinli hayatını kaybetmiş, 11 binden fazla Filistinli yaralanmıştır. Ölenlerin 521’i çocuk, 283’ü kadındı. Vatikan’ın Papa’nın sesi çıktı mı? Hayır!

Terör rejimi İsrail aylarca Gazze’yi bombaladı, dünya ayağa kalktı mı? Hayır! Fransa başta olmak üzere AB ülkeleri, ABD, Rusya İsrail’i desteklemedi mi? BM, İsrail karşıtı karar alabildi mi?  Hayır!  Vatikan’ın sesi, Papa’nın, Papaların sesi çıktı mı? Hayır!

Terör rejimi İsrail Müslümanların ilk kıblesine saldırırken, 47 senedir ilk defa Siyonist İsrail askerleri, o kirli ve kanlı postallarıyla Mescid – i Aksa’ya girerken, Mescid – i Aksa’ya kilit vurup, necis postallarıyla içeriye girip Kur’an – ı Kerim’leri ayaklar altına alırken Vatikan, Papa neredeydi?

İsrail Gazze’de sivil Müslümanları, kadınları, çocukları vahşice katlederken zalim Esad’ın ordusu, kimyasal silahlarla, Suriye halkına ölüm yağdırırken Vatikancılar ve işbirlikçileri neredeydi?

Son 4 senede Suriye’de 300 bin Müslüman Rusya, Çin, İran destekli BAAS rejimi tarafından katledildi. Vatikan’ın, önceki Papa’nın, şimdiki Papa’nın hiç sesi çıkmadı.

Vatikan’ın hiç Fransa’yı, İngiltere’yi vb. Hristiyan ülkelerin yönetimlerini eleştirdiğini, kınadığını gördünüz mü? Hayır göremezsiniz. Çünkü haçlı katiller birbirilerine laf söyletmezler.

“Ermeni Soykırımı” emperyalist bir yalandır. Esas soykırımcı olan Haçlı Avrupa’dır. Ermenilere  ayrı bir devlet kurdurma fikrini kendilerine bayrak edinen Taşnatsutyan ve Hınçak gibi Ermeni çetelere Rusya ve Fransa başta olmak üzere, Hristiyan dünyası açıkça destek vermiştir.

SOYKIRIM KOROSUNUN OYUNUNU BOZACAĞIZ

Yeniçeri: Papanın yalan dolan dolu sözlerinin ardından AP de sözde Ermeni soykırımı iddialarını destekleyen tasarıyı kabul etti.

Hakkı Öznur: ‘Ermeni Soykırımı’ iddiaları artık yalan olmanın da ötesinde hukuku çiğneyen bir küstahlıktır. Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu sözde Ermeni soykırımı iddialarına destek veren ve Türkiye’yi Ermeni tezlerini kabul etmeye çağıran tasarıyı oy çokluğuyla kabul etti. AP’de Türkiye’ye karşı engizisyon kurdular. AP’nin aldığı karar tamamen siyasidir.

Avrupa Parlamentosu kabul ettiği bu kararla, zamanında uluslararası hukukla bağdaşmaz şekilde ve yetki alanını aşarak yapmış olduğu hatayı tekrarlamıştır. Tarihi ve hukuku katleden bu metni kabul edenleri ciddiye almıyoruz. Açıklamada, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararın arkasında dinsel ve kültürel bağnazlığın etkili olmuştur.

Avrupa’nın göbeğinde hukuk suikasti. Türk milleti ne Vatikan tanır ne AP! Bütün Türklük düşmanlarının Ermeni ve Kürtçülere verdiği destek bir şey ifade etmez.

Papanın soykırım açıklamasının bir işaret fişeği olduğu Avrupa devletlerinin peş peşe soykırım açıklamalarıyla ortaya çıkmıştır. Avusturya hükümeti ardından Rusya devlet başkanı Putin, sonra Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck soykırım açıklamaları yayınladılar.

Fransa’nın Cezayir’de, ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta, Rumların Kıbrıs’ta, Yunanlıların Mora’da, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği vahşi katliamlarını unutup hangi yüzle hesap sormaya kalkıyorlar!

Yeniçeri: Rusya ve Fransa’nın, soykırım yalanına destek vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hakkı Öznur: Vatikan’ın öncülüğünde devam eden soykırım yalanına her geçen gün küresel, emperyalist cephe Türkiye’yi kıskaca almak için desteklerini artırıyor. Türkiye uluslararası alanda köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor.

Cumhurbaşkanlığı sarayının ilk konuğu Papa’ydı. Papa’yı Türk – Vatikan bayrağı taşıyan atlılar karşılamıştı. Papa’dan sonra Putin geldi. Putin de krallar gibi ağırlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki önemli konuğu döner dönmez ‘soykırım’ dediler.

Putin soykırım demekle kalmadı, Fransa Devlet Başkanı François Hollande ile Erivan’a gitti. Birlikte soykırım anıtının açılışına katıldılar. Sözde Ermeni soykırımının 100’üncü yılı nedeniyle Ermenistan’ın başkenti Erivan’da anma töreni düzenlendi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın da aralarında olduğu bazı ülkelerin liderinin de katılımıyla devlet töreni yapıldı. Törende bir konuşma yapan  Türk düşmanı, Taşnak zihniyetli Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, “Yanımızda duran devletlere ve buradaki anmaları aktaran uluslararası basına minnettarız” demiştir. Kızıl faşist Putin de Hollande gibi açıkça Türkiye düşmanlığı yaptı.  Fransa ve Rusya soykırım yalanına destek verdiler.

 ESAS BÜYÜK FELAKET AMERİKA

Yeniçeri: ABD Başkanı soykırım demedi ama Vatikan’ın soykırım açıklamalarına destek verdi.

Hakkı Öznur: ABD her zamanki gibi ikiyüzlü politikalarını devam ettiriyor.  “Soykırım demedi felaket dedi” yorumları da hikayedir.

ABD Başkanı, mesajında ’20. yüzyılın ilk kitlesel vahşeti’ yorumuyla ‘soykırım’ demenin dibine gelmiş, küstah Papa’nın söylemini olumlu bulmuştur.

HİTLER GİBİ MANYAKLARI ÇIKARTAN ALMANLAR ÖNCE KENDİ “SOYKIRIMCI” GEÇMİŞLERİNE BAKSINLAR

Yeniçeri: Alman Cumhurbaşkanı da “Soykırım vardır. Türkiye tanımalıdır.” açıklamasını yaptı.

Hakkı Öznur:  Almanya da Fransa, Rusya gibi soykırım kümesine girmişti. Almanya Cumhurbaşkanı soykırım konusunda önce kendi ülkesine bakmalı. Alman Cumhurbaşkanı önce Almanya’nın karanlık arşivlerine şöyle bir bakmalı.  Alman gizli servisi isterse yaptıkları soykırımları tonlarca belge ile kendisine verir.

İnsanlık düşmanı Faşist Hitler gibi diktatörleri Almanya çıkarmıştır. Dünyayı kana boğan savaş hastası manyaklar, ruh hastaları Almanya’dan çıkmıştır. Almanya soykırım konusunda sabıkalı bir ülkedir.

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Berlin’de ilk kez, Osmanlı döneminde 1915 yılında yüz binlerce Ermeni’nin öldürülmesini soykırım olarak nitelendirdi. Tarihi gerçeklere aykırı olduğunu bilmelerine rağmen sırf Türk düşmanlığı nedeniyle “soykırımı” tanımaları bu yüzdendir.

Alman Cumhurbaşkanı Gauck da Rusya ve Fransa cumhurbaşkanlarından eksik kalmadı. O da Berliner Dom Katedrali’nde Almanya’daki kiliselerin ortak düzenlediği “Ermenilere, Süryanilere ve Pontus – Rumlarına uygulanan soykırımı anma töreni”ne katılarak, Ermeni soykırımı yalanına destek vererek “Ermenilere soykırım yapılmıştır.” dedi.

100 YIL BOYUNCA 60 MİLYON İNSANI ÖLDÜREN, KAFKASYA’YI KAN GÖLÜNE ÇEVİREN KGB AJANI PUTİN ÖNCE RUSYA’NIN SOYKIRIMCI TARİHİNE BAKSIN!

Yeniçeri: Rus faşisti Putin de “Soykırım vardır.” açıklaması yaptı.

Hakkı Öznur:  Rus basınına soykırım açıklaması yapan bizzat Erivan’a giderek Ermeni tezlerine açıkça destek veren ve Türkiye’yi soykırımla suçlayan Rus faşisti Putin önce kendi kanlı tarihlerine, Türklere ve Kafkas halklarına yaptıkları soykırımlara baksın. Soykırımcı geçmişlerinin özeleştirisini yapsın.

Rusya’da henüz 98 sene önce 1917’de gerçekleşen Bolşevik ihtilal sonrasında öldürülenlerin sayısını, ünlü Rus yazarı anti – komünist Alexander Soljenitsin 60 milyon olarak zikreder.

Soljenitsin’in romanları, Kızıl rejimin vahşetini, zulümlerini, hapishanelerini ve savaş deneyimlerini anlatır. 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında, Sovyet hükümeti Soljenitsin’i, romanlarında ülkesini küçük düşürdüğü için suçlamış ve 1973’te Paris’te yayınladığı üç ciltlik “Gulag Takımadaları” kitabı Rusya’da yasaklanmıştır. Komünist rejimin baskısından batıya kaçan SSCB’nin yani komünist rejimin çökmesinden sonra1990 yılında ülkesi Rusya’ya dönen 3 Ağustos 2008’de babasının Moskova’daki evinde kalp yetmezliğinden 89 yaşında hayata gözlerini yuman 1970 yılında Nobel ödülü alan bu ünlü Rus edebiyatçıya 2007 yılında Rusya devlet başkanı, eski KGB ajanı Vladimir Putin kendisine ödül vermiştir.

Rusya’nın ünlü nükleer fizikçisi, komünist rejime muhalif olduğu için ülke içinde sürgün hayatı yaşayan, büyük baskılar gören, 1975’te Nobel Barış Ödülünü kazanan Andrey Saharov ’60 milyon olmasa bile en azından 20 milyon insanın öldürüldüğünü’ söylemiştir…Kızıl komünist rejiminin soykırımına uğrayan milyonların yüzde doksanı Müslüman Türklerdir, soydaşlarımızdır, kardaşlarımızdır.

Yakın tarihe bakalım daha bundan 23 yıl önce Rus faşistleri Ermeni çetelerle beraber soydaşlarımıza soykırım yapmışlardır.

5 – 26 Şubat 1992 yılında Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasına giren Rusya’nın 366. Motorize Piyade Alayı Ermeni çeteler, genç yaşlı çocuk büyük ayırt etmeden 613 Azerbaycan Türkü’nü katletti. Resmi verilere göre bu vatandaşların 83’ü çocuk, 106’sı kadınlardan oluşuyordu. Katliamda hayatını kaybedenlerin yanı sıra 487 kişi ağır yaralanmış ve bin 275 kişi ise rehin alınmıştı.

Hocalı’da Ermeni ve Rus çeteler katliam yaparken Rus diktatörü Putin gizli servis KGB’nin başındaydı. Emperyalist Rusya, 110 yıldır Kafkasya’da kan döküyor.  1992 – 1998 yılları arasında Çeçen – Rus savaşında kayıpların 200 bin ila 400 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Rusya, Çeçenistan’da katliam üstüne katliam yaptı. Taş üstünde taş bırakmadı Rus emperyalizmi. Çeçenistan’da Rus emperyalizmi soykırım yapmaya devam ediyor.

SOYKIRIMCILARIN BAŞINDA GELEN ÜLKELER ARASINDA ERMENİLERE DESTEK VEREN FRANSA DA VARDIR

Yeniçeri: Fransa Cumhurbaşkanı Erivan’a giderek bizzat Ermeni tezlerine destek verdi.

Hakkı Öznur: Erivan’da törende konuşan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da “1915’i soykırım olarak tanımak bir barış adımıdır. Terörizm her zaman azınlıkların üzerine yöneliyor bu nedenle Erivan’da olmamız önemli” demiştir.

Fransa kendini  “sütten çıkmış ak kaşık’’ gibi göstermeye yaşıyor. Bu sebepten Fransa’nın tarih boyunca yapmış olduğu soykırımları, işgalleri ele almakta fayda var.

Katil Fransa geçmişte ele geçirdiği sömürgelerinde yapmış olduğu katliamlarla meşhur bir ülkedir. Fransa’nın tarihinin nerdeyse tümü soykırım ve katliamlarla doludur.

Fransa’nın Cezayir başta olmak üzere işlediği katliamlarını unutmadık. Orta Afrika ve Mali’de, Fransa ve destekçisi gruplar aracılığıyla katledilen milyonlarca Müslüman’ı İslam ümmeti unutmadı.

Yaklaşık 58 yıldır Cezayirli yöneticiler, “Fransa, Cezayir’de soykırım yaptı, özür dilesin.” dedikçe; Fransızlar, “Bu işi tarihçilere bırakalım.” yanıtını vermişlerdir. Bazı Fransız aydınlar, Fransa’nın tutumunu, “Cezayir, Fransa’nın tabusudur.” sözleriyle itiraf etmişlerdir. Oysa yalnızca Cezayir değil, Fransız tarihinin neredeyse tümü Fransa’nın tabusudur.

Fransızlar, 1962’de bağımsızlığını kazanana kadar ülkede çeşitli soykırımlar ve katliamlar gerçekleştirdi. Bağımsızlık savaşı veren yüz binlerce Cezayirli’yi katleden Fransızlar 2,5 milyon Cezayirli’yi tehcire tabi tuttu. Cezayir’de 100 yılı aşkın süre her türlü insanlık suçunu işleyen Fransızlar’ın bağımsızlık savaşında 8 bin köyü yok ettiği de biliniyor.

CEZAYİR’DE 1,5 MİLYON MÜSLÜMANI KATLEDEN FRANSIZ EMPERYALİZMİDİR

Cezayir’i 130 yıl işgal eden 1954 – 61 arasındaki 1,5 milyon Müslüman’ı katleden Fransa’ya baksın Papa.  Fransa eski Cumhurbaşkanı Başkanı Yahudi asıllı Nikolai Sarkozy, Cezayir’deki soykırımlar hatırladığında, ‘Babaların suç ve cinayetlerinden dolayı çocuklar suçlanamaz ve cezalandırılamaz.’ diyerek, uluslararası bir hukuk kuralına sığınıyordu. Ama aynı kişi, Ermeni meselesine gelince Türkiye’yi suçlamaya çalışıyordu.

Emperyalist Fransa insanlık tarihi boyunca en dehşet katliamlar ve işgallere imza atmış bir ülkedir. Sadece İslam’a ve Müslümanlara zülüm yapmadı Fransa. Tüm Afrika ülkelerine kan kusturdu. Burkina – Faso, Çad, Gabon, Gine, Kamerun, Komor adaları, Moritanya, Nijer, Senegal, Tunus, Mali…

Fransa, Yeni Kaledonya, Madagaskar, Haiti, Martinigue, Guadaloup, Fransız Guyanası, Komor, Senegal, Mali, Fil Dişi Sahili, Gabon, Kamerun, Gana, Gine, Benin, Rwanda, Vietnam, Laos ve Kamboçya gibi bir bölümü halen Fransız sömürgesi altında olan ülkelerde yaptığı katliamların yanı sıra dünya haritasında yerini bile gösteremeyeceğimiz belki ismini dahi duymadığımız birçok ülkeyi sömürdü ve oralarda katliamlar yaptı.

Ruanda, Afrika’nın ortasında yer alan küçük bir ülkedir. Avrupalıların sömürgecilik faaliyetlerinin vahşice yaşandığı yerlerden sadece bir tanesiydi Ruanda. Ruanda’da alçakça tezgahlanan oyunda katledilen 800 bin insanın kafa tasları bugün sergilenmektedir.

Ruanda’da  1994  yılında Fransa’nın  ve Katolik Kilisesi’nin tahrikleriyle meydana geldiği reddedilemiyen korkunç boğuşmada, bir ay gibi kısa bir sürede 850 bin insanın katledildi. Fransa, Hutu ve Tutsi kabilelerinin birbirlerini katletmelerine yardımcı oldu.

Emperyalist Fransa’nın köle ticareti yapan bir ülke olduğu günleri de unutmamalıdır. Kuzey Afrika ülkelerinin pek çoğunun niçin Fransızca konuşmak zorunda kaldığını da Paris goygoycuları unutmamalıdır.

Arap baharı bahanesiyle Libya petrollerini ele geçirmek için Libya’ya bomba yağdıran, Bingazi’de, Trablusgarp’ta ofisler aşan Fransa’nın kirli yüzünü, sömürgeci emellerini tüm dünya bilmektedir.

Kuzey Afrika da, Hindistan, Pakistan vb ülkelerin pek çoğunun niçin İngilizce ve Fransızca konuşmak zorunda kaldığını Ermeni goygoycusu Papa ve Vatikan unutmamalıdır! İngiltere’nin Avustralya ve Hindistan başta olmak üzere, bütün sömürgelerinde milyonlarca insanı öldürdükleri dünya siyasi tarihinin bir gerçeğidir.

ERMENİ TERÖRİZMİN BAŞ DESTEKÇİSİ FRANSA’DIR

Yeniçeri: Fransa, Ermeni terörizminin baş destekçisi diyebilir miyiz?

Hakkı Öznur: Ermeni lobilerinin ve bölücülerin merkez üssü olan Fransa’nın tarihi karanlık ve kirli bir tarihtir. Fransa, “Ermeni iddialarını tarihçiler araştırsın.” biçimindeki öneriye karşı çıkarak, sözde Ermeni soykırımını tanıyan yasaları hiç yüzü kızarmadan ulusal meclisinden geçirmiştir.

Fransa’nın eski cumhurbaşkanları François Mitterrand ve Nicolas Sarkozy’den sonra François Hollande da “sözde soykırımı” kabul etmesi için Türkiye’yi zorluyor.

Fransa Cumhurbaşkanı sosyalist Hollande, geçen sene “Tabuları yıkma zamanı geldi. Gerçeği bulma çabası devam etmeli. 100’üncü yıldönümün, soykırımın tanınması noktasında yeni bir jest ve etap olacağına inanıyorum” ifadelerini kullanmış Ermeni diasporasına ve Ermenistan’a bir mesaj göndermiştir.

Ermeni iddialarının reddini suç sayan yasa Sarkozy döneminde kabul edilmiş, Hollande de, Ermeni yalanlarının yeniden meclise getirilmesi için arayış içinde bulunacağını açıklamıştı.

Sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümünde Türkiye’den jest beklediğini açıklayan Fransa Cumhurbaşkanı Ermeni ve PKK dostu François Hollande   “önce Cezayir soykırımını kabul etsin”

FRANSA, ERMENİLERİ EN ÇOK KULLANAN DEVLETTİR

Türkiye’de bir Ermeni soykırımı yaşanmamıştır. Dünya savaşı cereyan ederken istenmeyen karşılıklı sürgünler, cinayetler olmuştur. Tek taraflı da değildir.

Ermeniler 518 bin Türk’ü öldürmüş. Türk vatandaşı oldukları halde Rus ordusu ile işbirliği yapmışlar. Fransa Cumhurbaşkanı hangi yetkiyle, bu açıklamayı yapıyor? Hiçbir devletin ya da parlamentonun bu olaylara “soykırım” deme hakkı yoktur. Fransa’nın Türkiye’ye karşı bu tutumu dostane değil.

Fransa, Ermenileri en çok kullanan devletlerden bir tanesidir. Hatta Hrant Dink bile, öldürülmeden önce Fransız TV5 televizyonunda yaptığı mülakatta: “Bizden Türklerden önce, asıl Fransızlar ve İngilizler özür dilemelidir.” Fransız üniformasıyla hayatını kaybetmiş olan Ermenilerin listesi Fransız arşivlerinde var. Hatta bunlarla ilgili Paris’te bir anıt da dikilmiştir. Bu anıtın üzerinde bir liste de vardır ve hepsinin de doğum yerleri Anadolu’dur. Yani Osmanlı Ermenisi’dirler.

İngiliz General Allenby’nin komutasında yine Ermeniler Osmanlı’ya karşı savaşmıştır. Rus Ordusunda keza, Bogos Nubar Paşa’nın söylediğine göre; 150 bin Ermeni vardır. Bunların çok iyi bilinmesi lazım.

Fransa için ölen Ermeniler hangi sebeple ölmüşler, nereliymiş bunlar? Fransa ne kadar silah vermiş Ermenilere, ne kadar kışkırtmış? Önce Fransa kendi karanlık arşivlerini bir açsın! Hollande önce Fransa’nın 100 yılda dünyada hangi katliamları yaptığını hangi terör örgütlerine destek verdiğini bir açıklasın, açıklayacak cesarete sahipse!

42 DİPLOMATIMIZI ŞEHİT EDEN ERMENİ TERÖR ÖRGÜTLERİ FRANSA’DA YUVALANMIŞTIR

1973’ten beri Ermeni terör örgütleri (ASALA – TAŞNAK) mensubu teröristleri 42 Türk diplomatını şehit etmiştir. ASA­LA ta­ra­fın­dan şe­hit edi­len diplomatlarımızın 8 tanesi bü­yü­kel­çiydi.

1973 ile Mart 1984 dönemi arasında Türkiye’yi hedef alan Ermeni terörizmi Batı Avrupa’da en çok Fransa’da olmuştur.

24 Ekim 1975 tarihinde Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, büyükelçilik yakınlarında pusuya düşürülerek şehit edilmiştir.

22 Aralık 1979 tarihinde Türkiye’nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz Çolpan, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi. Bu olay, Ermeni terörizminin Paris’teki ikinci saldırısı oldu. Olaydan sonra haber ajanslarına telefon eden bir kişi, Roma, Madrid ve Paris’teki eylemlerden “Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları” adlı örgütün sorumlu olduğunu bildirerek, “Türk Hükümeti Ermenilere hak tanımadığı için Avrupa’daki Türk diplomatlarını öldürüyoruz” demiştir.

26 Eylül 1980 tarihinde yine Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk Bakkalbaşı uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanmıştı.

4 Mart 1981 – tarihinde Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı, Ermeni teröristlerin silahlı saldırında şehit düştüler. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris’teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa’ya protesto notası verdi.

24 Eylül 1981 – Paris (Fransa) Cemal Özen  Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği’nin bulunduğu binayı işgal eden 4 Ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal Özeni şehit ettiler, Başkonsolos Kaya İnalı’yı yaraladılar. Olayı yine Ermeni terör örgütü ASALA üstlenmişti.

ERMENİLERİN DÖRT PLANI: TANITMA, TANINMA, TAZMİNAT, TOPRAK

Yeniçeri: Ermeni diasporasının amacı ne?

Hakkı Öznur:  Birinci Dünya savaşı döneminde Ermeni milliyetçiliği yapan Taşnak ve Hınçak vb. Ermeni örgütlerini hedefi Trabzon’dan Adana’ya ‘denizden denize’ uzanan ‘Büyük Ermenistan’ı kurmaktı. Bu Anadolu’da Osmanlı’nın çöküşü ve Türk – Müslüman unsurun 1912’de Balkanlar’dan tasfiyesi gibi tasfiye edilmesi demekti…

Ermenilerin Rusya, Fransa, İngiltere gibi emperyalist ülkelerin desteğiyle kurdukları Hınçak, Taşnak vb. terör örgütleri halka, küçük askeri birliklere, jandarma karakollarına saldırılarda bulundular. Köylere, kasabalara, şehir merkezlerine kanlı baskınlar yaptılar. Tüyler ürperten katliamlar yaptılar. 520 bin insanımız Ermenilerin saldırılarında şehit düştü. Ermeni terör örgütleri Osmanlı padişahına, paşalarına, sadrazamlarına suikastlar düzenledi. Şehit düşenler arasında Osmanlı paşaları var, bakanları, diplomatları, fikir ve siyaset adamları var.

Diaspora Ermenilerinin tek hayalleri Ermeni soykırımı yalanını tüm dünyaya kabul ettirmektir. Bu bağlamda Ermeni Diasporasının ve Ermeni devletinin  “Dört T” planı vardır: 1) Tanıtma;  2) Tanınma; “3) Tazminat;  4) Toprak.

Bir Ermeni devlet adamı olan Karinyan şöyle diyor: “Ermeni milliyetçiliğinin tarihi emperyalizm ile işbirliği tarihidir.”

ERMENİ ANAYASASINDA  “DOĞU ANADOLU”  BATI  ERMENİSTAN OLARAK GÖSTERİLMEKTE

Şimdi bu sözde sorun siyasal olarak karşımıza çıkarılmak isteniyor. ABD Kongresi’nde, AB Parlamentosu’nda, Fransız Meclisi’nde, Avusturya meclisinde Türkiye’yi kınayan ve soykırımı kabul etmemizi isteyen kararlar çıkıyor.

Ermeni anayasasında Batı Ermenistan’ın kurtarılmasından bahsediliyor. Batı Ermenistan dedikleri Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır, Doğu Anadolu’dur.

Ermeniler, gençlerin zihinlerine canlı kalması için her yıl sözde soykırım gününü anmakta ve Osmanlının mirası Türkiye Cumhuriyeti Türklerine karşı kin tohumları ekmektedirler.

Ermeni Soykırımı yalanına sarılanlar sözde insan haklarından bahseden küresel emperyalistler, Ermeni diasporası iş Hocalı’daki soykırıma, vahşete gelince gıkları bile çıkmıyor.

Sözde “Ermeni soykırımı” iddiaları, Kıbrıs Barış Harekatı’nın akabinde ortaya çıkan ASALA terörü ile hortlamış ve ABD emperyalizminin güdüm ve desteğiyle, özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ülkemize karşı hasmâne ve hatta düşmanca bir kampanyaya dönüşmüştür.

Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu’nun toprakları üzerinde önce otonomi, sonra bağımsız devlet kurmak için siyasi ve silahlı faaliyetlerde bulunmuşlar, emperyalizm ile işbirliği yapmışlardır.

Ermeni milliyetçiliği önce Çarlık Rusya’sının sonra Bolşevik rejimin İngiliz ve Fransız emperyalizminin himayesinde büyümüş bu gün de yine ABD, AB ülkelerinin desteğiyle sürdürülmektedir. Ermeni, diasporası ve Ermenistan küresel emperyalizmin desteğiyle soykırım yalanı üzerinden Türkiye’yi zor uluslar arası arenada zor durum da bırakmaya çalışıyor.

ABD VE BATI DESTEKLİ ERMENİLER TÜRKİYE ALEYHİNE DAVALAR AÇMAYA BAŞLADILAR

Türkiye düşmanı Ermenistan ve diaspora artık açık konuşuyor… Soykırımın ardından tazminat ve toprak talebi geleceğini açık açık söylüyor… Kartel medyasına konuşan Ermenistan Amerikan Üniversitesi’nde ders veren tarihçi Vahram Ter – Matevosyan “Soykırımın tanınmasını iade ve tazminat takip etmeli…” diyor, tazminatın ne kadar olduğu yönündeki soruya ise şu yanıtı veriyordu: “ABD’deki Worchester State University önderliğinde hazırlanan detaylı bir rapor var. Bu rapora göre toplam miktar 43 milyar dolar civarında.” Demek toprak ve tazminatı bilerek soykırım destekçiliği yapıyorlar.

Ermeni örgütler, ABD’deki diaspora kuruluşlarının girişimleriyle,  Türkiye’yi 1915 tehciri nedeniyle tazminat talepleriyle mahkemeye vermeye hazırlanıyor. ABD’de çok güçlü olan Ermeni lobilerinin desteğiyle davaların ilki, 27 Nisan 2015 pazartesi günü açıldı. Merkezi Lübnan olan Kilikya Ermeni Katolikosluğu’nu temsilen Lübnan vatandaşı Aram Keshishian’ın (68) Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuruyla, Adana’nın Kozan ilçesindeki Aya Soyfa Manastırı için Türkiye’nin en az 100 milyon lira tazminat ödemesi istendi. Davayı Ermeni diasporası kanadından ANCA Washington’da düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurdu.

ERMENİLER ÖNCE ELLERİNDEKİ ARŞİVLERİ AÇSINLAR

ABD’deki, Ermenistan’daki ve diğer ülkelerin Ermeni kiliselerindeki arşivler kapalıdır. İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi’nin arşivleri de kapalıdır.

Bu arşivler bir an önce açılmalıdır. Anadolu’da ortaya çıkan toplu mezarların incelenmesine, Diaspora ve Ermenistanlı uzmanlar, bütün davetlere rağmen katılmayı reddetmektedirler.

Ermeni Patriği Boğos Mağakya Ormanyan (1841 – 1918)  bundan 119 yıl önce  “Dünya devletleri, bizi rahat bıraksınlar!” demiştir.

Ormanyan’ın 1896 tarihli bir beyanına özellikle dikkatinizi çekmek isterim:

“Asırlarca beraber yaşadığımız Osmanlı – Türk devleti topraklarında hemen her şekilde sakin ve mutlu bir hayat sürmekteyiz. Büyük devletimizin ve haşmetli padişahımızın ‘Sadık Millet’ lakabıyla ödüllendirdiği bizler, yani Ermeni kulları, hemen her şekilde devletimize bağlıyız. Bundan dolayı bütün dünya devletleri bizleri rahat bıraksınlar!”

Emperyalizmin ajanları ve maşaları bir türlü rahat bırakmazlar Patrik Ormanyan’ı… Suikaste uğrar. Ölümlerden döner.

 

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL